IAAPA (Uluslararası Eğlence Parkları ve Cazibe Merkezleri Birliği) tarafından hazırlanan , profesyonel bakımdaki hayvanların refahı ile ilgili önemli bulguları ve önerileri içermektedir.
1) Temel Bulgular:
Kamu Tutumları: Kamuoyunun tutumu, özellikle Kuzey Amerika, Avrupa ve Avustralya'da, hayvanların yönetilen bakımdaki refahına karşı artan bir hassasiyet gösteriyor. Bu tutum değişikliği, Asya ve Güney Amerika'da da başlamış durumda.
2) Hayvan Koruma Gruplarının Etkisi: Akredite edilmiş bilim temelli hayvanat bahçeleri ve akvaryumlar, hayvan refahına odaklanmaya başladı. Bu değişiklik, sosyal medyanın etkili kullanımı ve hayvan refahı konusundaki kamuoyu tutumlarının değişmesi ile ilişkilendiriliyor.
3) Hayvan Refahı Yasaları: Dünya genelinde birçok şehir, bölge ve ülke, belirli türleri veya üremeyi yasaklayan hayvan refahıyla ilgili yasaları kabul etti veya kabul etmeyi düşünüyor.
Hayvanların Bireysel Hikayeleri: İnsanlar, yönetilen bakımdaki hayvanların bireysel hikayelerini duymak istiyor ve hayvan refahının bireysel hayvanlar üzerinden ele alınmasını bekliyor.
Öneriler:
1) Hayvanlara En İyi Bakımı Sağlamak: Hayvan refahı ve koruma alanında şeffaflık göstermek ve hayvanların ihtiyaçlarını karşılamak önemlidir. Hayvan bakım personelinin eğitimli olması ve hayvan refahı planlarının geliştirilmesi gerekmektedir.
2) Halkın Endişelerini Dikkate Almak: Halkın hayvan refahı ve eğlence amaçlı hayvan kullanımı konusundaki endişeleri göz önünde bulundurulmalı ve bu konuda hassas davranılmalıdır.
3) Eğitim ve İletişim: Personelin hayvan refahı konusunda bilgilendirilmesi ve halkla etkili iletişim kurulması önemlidir. Hikaye anlatımı ve sosyal medyanın etkin kullanımı bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır.
4) Krize Hazırlıklı Olmak: Hayvanla ilgili kriz durumları için planlar hazırlanmalı ve bu planlar düzenli olarak test edilmelidir.
5) Savunuculuk ve Liderlik: Hayvan refahı konusunda proaktif olmak ve kötü uygulamaları eleştirmek, hayvanat bahçeleri ve akvaryumların rolü olmalıdır. Ayrıca, hayvan refahının sadece yönetilen alanlarla sınırlı olmadığı, doğal yaşam alanlarını da kapsaması gerektiği vurgulanmaktadır.